| | Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri Cuma Ekim 10, 2008 10:37 pm | |
| Ahmed Arif'in Hayatı
(1927-1991)
21 Nisan 1927'de Diyarbakır'da doğdu. Ortaöğrenimini Afyon Lisesi'nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde felsefe eğitimi yaparken Ceza Yasası'nın 141. ve 142. maddelerine aykırı eylemde bulunma savıyla iki kez (1950, 1952-1953) tutuklandığından öğrenimini tamamlama imkânı bulamadı. Çeşitli Ankara gazetelerinde çalıştı. Şiirleri 1944-1955 arasında dönemin dergilerinde yayımlandı. 1967'de Aynur Hanım'la evlendi. Filinta adında bir oğulları oldu. İlk ve tek şiir kitabı Hasretinden Prangalar Eskittim 1968'de basıldı. Toplumcu gerçekçi akım içinde, Nâzım Hikmet estetiğiyle ilintisi olmayan yeni bir şiir kurdu. Halk dilinin türküleri, ağıtlar ve masallardan beslendi. Dünya görüşünün belirlediği bilinçle yaşamsal duyarlılıkları yer yer öfkeli, vurucu; yer yer dağ çiçekleri kadar nazlı, güleç dizelerle lirik bir şekilde işledi. Doğal coşkunun oluşturduğu uyum ve içsel müzikle yüksek sesle okunur bir şiir kurdu. Cemal Süreya'nın deyişiyle, "…imge konusunda yaptığı sıçramalarla bugünkü şiiri hazırlayanlardan biri" oldu. 2 Haziran 1991'de öldü. | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:15 pm | |
| Ay Karanlık
Maviye Maviye çalar gözlerin, Yangın mavisine Rüzgarda asi, Körsem, Senden gayrısına yoksam, Bozuksam, Can benim, düş benim, Ellere nesi? Hadi gel, Ay karanlık...
İtten aç, Yılandan çıplak, Vurgun ve bela Gelip durmuşsam kapına Var mı ki doymazlığım? İlle de ille Sevmelerim, Sevmelerim gibisi? Oturmuş yazıcılar Fermanım yazar N'olur gel, Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası, Dost yüzlü, Dost gülücüklü Cıgaramdan yanar. Alnım öperler, Suskun, hayın, çıyansı. Dört yanım puşt zulası, Dönerim dönerim çıkmaz. En leylim gecede ölesim tutmuş, Etme gel, Ay karanlık...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:16 pm | |
| Hasretinden Prangalar Eskittim
Seni, anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarda gürül-gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:17 pm | |
| Yurdum Benim, Şahdamarım
Engereğin dişlerine işledim, Ağu dişlerine Oluklu, çentik... Ve vurgun, Gözleri bir çift cehennem Burnuna kan tütmüş Pars bıyığına... Dağın pulat yüreğine işledim, Şimşeğin masmavi usturasına Sevdanı usul-usul Sevdanı mısra-mısra Lo ben seni hapislerde sevmişim, Ben seni sürgünlerde. Yurdum benim şahdamarım...
Yücende buzul Ve kar, Maviş dağ tavşanları Gün vuranda alaran Zemheri yılanları Ve yahut bir hışımla Öyle çakılan Sonsuzluğun yakışığı kartallar. ........... Başım gözüm üstünesin Suskum, avazım üstüne... Adından başka silah Yazgından başka günah Daha yazmamış Hiçbir gizli dosyada Hiçbir açık kitapta.
Peşinde azgınları Kanlı paranın Yani doların itleri, Altın, sterlin kurtları Ve petrol Nemrutları Ve kurşun Yezitleri... ........... Kaçgunda, kaçakta Can havlindesin... Ve çocuk ölüleri Parçalanmışlar Daha süt kokuyorlar Ve anne ölüleri İncecikten, gencecikten Açık hepsinin gözleri. Halkım benim Askıda çığ...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:18 pm | |
| Kalbim Dinamit Kuyusu
Beni, gözlerin götürür Gözlerin Aşkla, acıyla... Kuşatmışlar Sesimi, soluğumu Kesilmiş Tuz-ekmek payım Vurgunum Ve darda, Gözaltındayım. Dal, kor keser Penceremde açarsa Kuş, vurulur Üzerimden uçarsa. Ve hal böyle böyle, Yol bu yöndeyken Gelir, Ki her gelişinde Daha da içten Gelir, Soluk soluğa Benim olursun. Amansız sarmasında Kollarımın Esrik, Çığlık çığlığa Erir, kar gibi vücudun... Nicedir, Kahpe ağzında Bir salgın, Bir deprem gibi künyemiz. Nicedir, Başımıza zindan dünyamız. Biz ki Yarınıyız halkın, Umudu, yüzakıyız, Hıncı, namusu... Şafakları, Taa şafakları Hey canım, Kalbim Dinamit kuyusu...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:20 pm | |
| Leylim Leylim
Leylim leylim dünyamızın yarısı Al yeşil bahar, Yarısı kar olanda Gene kavim kardaş, can cana düşman, Gene yediboğum akrep, Sarı engerek, Alnımızın aklığında puşt işi zulüm Ve canım yarı geceler Çift kanat kapılarına karşı darağaçları, Mahpusanede çeşme Yandan akar olanda, Gelmiş yoklamış ecel Kaburgam arasından. Yoklasın hele...
Çağıdır, can dayanmaz, Çağıdır, en çatal, en ası, Cehennem koncası memelerinin. Çağıdır, kırk gün - kırk gece Kolların boynuma kement, Ha canım kötüye inat... Vah ki ne desem, Kurşunları namlulara sürülü, İ'kelleri kan, Baskıncılar uykumuzu yıkar olanda, Alır yüreğim:
Yankın yasak, aynalara. İnemem bahçende talan, Tam, boş yanı bu, derim namussuzun, Tam, bıçağım cehennem gibi güzelken, Aklıma düşüyorsun Ellerim arık...
Bilmiş Bütün zula'lar Eğri hançer, kara mavzer, kan pusu. Ve insan düşüncesinin o en orospu, O en ayıp, frengili yemişi, Çıldırtılmış uranyum Bilmiş, Bilsinler! Sana nasıl yandığımı Uuuuy gelin...
İşte kan tutmuş korsanlar, Haramla beslenmiş azgın, Düzmece peygamberler Ve cüceleri Ve iğdiş ve aptal kölelerine karşı, İşte bir kez daha Bu can bendeyken, Delin, divanenim işte Uuuuy gelin...
Bu yasaklar, Firavun kalıntısı. Yoksun, Akdan karadan. Gizline, canevine kurulu faklar. Gün ola, umut kesip korkunç yetinden, Murdar tutkusuna dünyasızlığın, Gün ola, düşesin bekler. Düşme! Ölürüm... Gözlerinden, gözlerinden olurum.
Leylim leylim Ayvalar, nar olanda Sen bana yar olanda. Belalı başımıza Dünyalar dar olanda.
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:21 pm | |
| Unutamadığım
Açardın, Yalnızlığımda Mavi ve yeşil, Açardın. Tavşan kanı, kınalı - berrak. Yenerdim acıları, kahpelikleri...
Gitmek, Gözlerinde gitmek sürgüne. Yatmak, Gözlerinde yatmak zindanı Gözlerin hani?
"To be or not to be" değil. "Cogito ergo sum" hiç değil... Asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı, Durdurulmaz çığı Sonsuz akımı.
İçmek, Gözlerinde içmek ayışığını. Varmak, Gözlerinde varmak can tılsımına. Gözlerin hani?
Canımın gizlisinde bir can idin ki Kan değil sevdamız akardı geceye, Sıktıkça cellad, Kemendi...
Duymak, Gözlerinde duymak üç ağaçları Susmak, Gözlerinde susmak, Ustura gibi... Gözlerin hani?
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:22 pm | |
| Bu Zindan, Bu Kırgın, Bu Can Pazarı
Gördüler Yedi cihan, İn, cin Kaf dağının ardındakiler, Kıtlık da kıran da olsa Gördüler analar neler doğurur Aman aman hey...
Dünyalar vardır elvan, Bir su damlasında, bir kıl ucunda, Meyvalar vardır, meyvalar, Ağacı, omcası yok, Sana vurgun, sana dost. Beride Kabil'in murdar baltası Ve kan değirmenleri, Kader kahpesi. Beride borazancıları o puşt ölümün, Hazır ırzını vermeğe Yiğitler vuruldukça. Timsah kısmı çünkü yavrusunu yer Akarsu duruldukça. Cadı, yalan hamurunu dağ dağ yoğurur Aman aman hey
Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı, Macera değil. Yaşamak, sade "yaşamak" Yosun, solucan harcıdır. Öyle açar ki murat. Susuz, güneşsiz de kalsa, koparılsa da Şavkı, bulut güllerinden daha bir suna, Daha bir burcu - burcudur.
Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı Macera değil Sardığım toprağımın altın sabrıdır. O sert, erkek hüznüdür lahza başında Cıgara değil. Ve sevgilim uykusunda bağrır Aman aman hey...
Meltemin bir tadı, ustura ağzı Biri, kız memesi, tılsım, Yağmurun bir damlası süzülmüş küfür, Bir damlası, aşk. Senin uykuların hayın, Düşlerin kardeş. Duyar mısın, anlayıp sızlar mısın ki? Gece, samanyollarında rüzgar çıkıncayadek, Mısralarım kardeş kardeş çağırır Aman Aman hey...
Serabın bir sonu vardır, Ufkun, sıradağın sonu. Uçarın, kaçarın bir sonu vardır Senin sonun yok. Mandaların, kavakların pazarı olur, Senin pazarın olamaz. Sensiz nar çatlamaz, bebek gııı demez. Beni böyle şair, divane etmez, Kızımın çatal göğsü. Senin yüzün suyu hürmetinedir Buğdalara, cevizlere yürüyen Kara toprağın ak südü...
Bir bilsen kimlere tasa, kedersin, Anlar mısın, şaşırıp ağlar mısın ki? Bir bilsen kardeşlerim ne can çocuklar Ve bilsen nasıl vurur beni bu duvar. Akşam akşam, kara sevdam ağırır Aman, aman hey...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:23 pm | |
| Yalnız Değiliz
Bir ufka vardık ki artık Yalnız değiliz sevgilim. Gerçi gece uzun, Gece karanlık Ama bütün korkulardan uzak. Bir sevdadır böylesine yaşamak, Tek başına Ölüme bir soluk kala, Tek başına Zindanda yatarken bile, Asla yalnız kalmamak.
Şafakları ben balığa çıkarım Akan akmayan sularda Benim, bütün tezgahlarda paydosa giden Bir bahar akşamı dünyada. Ben dört duvar arasında değilim Pirinçte, pamukta ve tütündeyim, Karacadağ, Çukurova ve Cibalide.
Zehirli kör yılanları Ve sıtmasıyla Gün yirmidört saat insan avında Karacadağda çeltikler. Bir kız çocuğunun gözyaşı gibi Ayak bileklerinde bir dizi boncuk, Sol omzunda nazarlık, Dağ başında unutulmuş üşümüş, Minicik bir aşiret kızının - Damla-damla, berrak olur pirinci. Kamyonlarla, katır kervanlarıyla Beyler sofrasına gider...
Çukurovam, Kundağımız, kefen bezimiz Kanı esmer, yüzü ak. Sıcağında sabır taşları çatlar, Çatlamaz ırgadın yüreği. Dilerse buluttan ak, Köpükten yumuşak verir pamuğu. Külhan, kavgacıdır delikanlısı, Ünlü mahpusanelerinde Anadolumun En çok Çukurovalılar mahpustur, Dostuna yarasını gösterir gibi, Bir salkım söğüde su verir gibi, Öyle içten Öyle derin, Türkü söylemek, küfretmek, Çukurova yiğidine mahsustur...
Tütünü bilir misin? "Kız saçı" demiş zeybekler, Su içmez her damardan, Yerini kolay beğenmez, Üşür Naz eder, Darılır İki parmak arasında kıyılmış, Bir parçası var kalbimin İncecik, ak kağıtlara sarılır, Dar vakit yanar da verir kendini. Dostun susan dudağına...
Sokaklardan, Kıyılardan, Gök mavisinden, Ekmeğinden, Canevinden ayrı düşmeye Yani bütün hasretlerin kahrına Ve zehrine çaresiz kalmaların, İlk nefesi Hızır gibi yetişir Cibalide sarılan cıgaranın...
Tütün isçileri yoksul, Tütün işçileri yorgun, Ama yiğit Pırıl pırıl namuslu. Namı gitmiş deryaların ardına Vatanımın bir umudu...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:25 pm | |
| Vay Kurban
Dağlarının, dağlarının ardı, Nazlıdır. Uçurum kıyısında incecik bir yol Gider dolan dolana, Bir hastan vardır, umutsuz, Belki ayşe, belki Elif Endamı kuytuda başak, Memesinin, memesinin altında, Bir sancı, Bir hayın bıçak...
Ölüm bu, Fukara ölümü Geldim, geliyorum demez. Ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü, Ya da seher, mahmurlukta, Bakarsın, olmuş olacak. Bir hastan vardı umutsuz, Hayreti uykularda, Hayreti soğuk sularda. Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri, İki mavi, kocaman korku çiçeği, Açar, derin kuyularda...
Dağlarının, dağlarının ardı korkunçtur. Hiç akıl edip de düşünen var mı? Gün kimin hesabına tutar akşamı, Rahmetinden kim demlenir bulutun, Hayırlı evlat makina Nasıl canavar kesilir. Kurdun, karıncanın rızkını veren Toprak nasıl ayartılır, Yüz vermez topal öküze, Ve almaz koynuna kara sabanı.
Sepetçioğlu'm bir kömür işçişidir, Mavzer değil, kürek tutar Urfalı Nazif Mal, haraç mezattır, Can, pazar pazar. Kırmızı, ak ve esmer, Yumuşak ve sert buğdayları Yaratan ellerin sahibidir bu, Kör boğaz, nafaka uğruna, Haldan düşmüş, tebdil gezer...
Dağlarının, dağlarının ardı, Nasıl anlatsam... Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz. Çırılçıplak, Vay kurban... "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda." Yiğitlik, sen cehennem olsan da bile Fedayı kabul etmektir, Cennet yapabilmek için seni, Yoksul ve namuslu halka. Bu'dur ol hikayet, Ol kara sevda.
Seni sevmek, Felsefedir, kusursuz. İmandır, konkunç sabırlı. İp'in, kurşun'un rağmına, Yürür, pervasız ve güzel. Sıradağları devirir, Akan suları çevirir, Alır yetimin hakkını, Buyurur, kitabınca...
Gün ola, devran döne, umut yetişe, Dağlarının, dağlarının ardında, Değil öyle yoksulluklar, hasretler, Bir tek başak bile dargın kalmayacaktır, Bir tek zeytin dalı bile yalnız... Sıkıysa yağmasın yağmur, Sıkıysa uykudan uyanmasın dağ. bu yürek, ne güne vurur... Kaçar damarlarından karanlık, Kaçar, bir daha dönemez, Sunar koynunda yatandan, Hem de mutlulukla sunar Beynimizin ışığında yeraltı.
Her mevsim daha genç, daha verimli, Sunar, pırıl pırıl, sebil, Ömrünün en güzel aşk hasadını, Elimizin hünerinde yeryüzü. Dolu sofra, gülen anne, gülen çocuklar, Bir'e on, bir'e yüz'le akşama gebe Şafakla doğan işgücü. Yalanım yok, sözüm erkek sözüdür, Olm kitapta böylece yazılıdır, Ol sevda, böyledir çünkü...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:25 pm | |
| Onur Da Ağlar
Gözlerinin pınarında Bir bulut, Boşandı boşanacak Nerdeyse. Aklımdan geçenleri Okuyorsun su gibi. Dünya gördü Bizi boğazladılar...
Tutma gözyaşlarını Onur da ağlar... Bırak yıkansın gökyüzü, Lacivert, yeşil, altın Işıkları günbatının. İşte şafaktayız gene Çırılçıplak Ve mavi. İşte sanki dağ yeli Ve işte sanki meltem...
Kimse toz konduramaz Kesip attığımız tırnağa bile. Sen en güzel kızısın Bütün galaksilerin Bense tözüyüm artık Akkor tözüyüm Prometheus'u yakan Kara sevdanın...
Ne alnımızda bir ayıp Ne koltuk altında Saklı haçımız Biz bu halkı sevdik Ve bu ülkeyi. İşte bağışlanmaz Korkunç suçumuz...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:26 pm | |
| Akşam Erken İner Mahpushaneye
Akşam erken iner mahpushaneye. Ejderha olsan kar etmez. Ne kavgada ustalığın, Ne de çatal yürek civan oluşun. Kar etmez, inceden içine dolan, Alıp götüren hasrete.
Akşam erken iner mahpushaneye. İner, yedi kol demiri, Yedi kapıya. Birden, ağlamaklı olur bahçe. Karşıda, duvar dibinde, Üç dal gece sefası, Üç kök hercai menekşe...
Aynı korkunç sevdadadır Gökte bulut, dalda kaysı. Başlar koymağa hapislik. Karanlık can sıkıntısı... "Kürdün Gelini"ni söyler maltada biri, Bense volta'dayım ranza dibinde Ve hep olmayacak şeyler kurarım, Gülünç, acemi, çocuksu...
Vurulsam kaybolsam derim, Çırılçıplak, bir kavgada, Erkekçe olsun isterim, Dostluk da, düşmanlık da. Hiçbiri olmaz halbuki, Geçer süngüler namluya. Başlar gece devriyesi jandarmaların...
Hırsla çakarım kibriti, İlk nefeste yarılanır cigaram, Bir duman alırım, dolu, Bir duman, kendimi öldüresiye, Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin, Ama akşam erken iniyor mahpushaneye. Ve dışarda delikanlı bir bahar, Seviyorum seni, Çıldırasıya...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:27 pm | |
| Uy Havar
Yangınlar, Kahpe fakları, Korku çığları Ve irin selleri, aç yırtıcılar, Suyu zehir bıçaklar ortasındasın. Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay! Pusatsız, duldasız, üryan Bir cana bir de başa Seher vakti leylim-leylim Cellat nişangahlar aynasındasın. Oy sevmişim ben seni...
Üsküdar'dan bu yan lo kimin yurdu! He canım... Çiçekdağı kıtlık, kıran, Gül açmaz, çağla dökmez. Vurur alnım şakına Vurur çakmaktaşı kayalarıyla Küfrünü, Medetsiz, Munzur. Şahmurat Suyu kan akar Ve ben şairim.
Namus işçisiyim yani Yürek içisi. Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş, Ne salkım bir bakış Resmin çekeyim, Ne kınsız bir rüzgar Mısra dökeyim. Oy sevmişem ben seni...
Ve sen daha demincek, Yıllar da geçse demincek, Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm, Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim, Yaran derine gitmiş, Fitil tutmaz, bilirim. Ama hesap dağlarladır, Umut, dağlarla.
Düşün, uzay çağında bir ayağımız, Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri Düşün, olasılık, atom fiziği Ve bizi biz eden amansız sevda, Atıp bir kıyıya iki zamanı Yarının çocukları, gülleri için Herbirinin ayvatüyü, çilleri için, Koymuş postasını, Görmüş restini. He canım, Sen getir üstünü.
Uy havar! Muhammed, İsa aşkına, Yattığın ranza aşkına, Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü! Benim de boş yanım hançer yalımı Ve zulamda kan ter içinde, asi, He desem, koparacak dizginlerini Yediveren gül kardeşi bir arzu Oy sevmişem ben seni...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:28 pm | |
| Diyarbekir Kalesinden Notlar Ve Adiloş Bebenin Ninnisi
1. Varamaz elim Ayvasına, narına can dayanamazken, Kırar boynumu yürürüm. Kurdun, kuşun bileceği hal değil, Sormayın hiç Laaaaal... Kara ferman çıkadursun yollara, Yarin bahçesi tarumar, Kan eder perçem
Olancası bir tutam can, Kadasına, belasına sunduğum, Ben öleydim loooy... Elim boş, Ayağım pusu. Bir ben bileceğim oysa Ne afat sevdim. Bir de ağzı var dili yok Diyarbekir Kalesi...
2.
Açar, Kan kırmızı yediverenler Ve kar yağar bir yandan, Savrulur Karacadağ, Savrulur zozan... Bak, bıyığım buz tuttu, Üşüyorum da Zemheri de uzadıkça uzadı, Seni, baharmışın gibi düşünüyorum, Seni, Diyarbekir gibi, Nelere, nelere baskın gelmez ki Seni düşünmenin tadı...
3.
Hamravat suyu dondu, Diclede dört parmak buz, Biz kuyudan işliyoruz kaba - kacağa, Çayı kardan demliyoruz. Anam sır gibi saklar siyatiğini, "Yel" der, "Baharın geçer". Bacım, ikicanlı, ağır, Güzel kızdır, bilirsin. İlki bu, bir yandan saklı utanır Ve bir yandan korkar Ölürüm deyi. Bir can daha çoğalacağız bu kış. Bebeğim, neremde saklayım seni? Hoş gelir, Safa gelir, Ahmed Arif'in yeğeni...
4.
Doğdun, Üç gün aç tuttuk Üç gün meme vermedik sana Adiloş Bebem, Hasta düşmeyesin diye, Töremiz böyle diye, Saldır şimdi memeye, Saldır da büyü...
Bunlar, Engerekler ve çıyanlardır, Bunlar, Aşımıza, ekmeğimize Göz koyanlardır, Tanı bunları, Tanı da büyü...
Bu, namustur Künyemize kazınmış, Bu da sabır, Ağulardan süzülmüş. Sarıl bunlara Sarıl da büyü.
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:28 pm | |
| Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden
Yiğit harmanları, yığınaklar, Kurulmuş çetin dağlarında vatanların. Dize getirilmiş haydutlar, Hayınlar, amana gelmiş, Yetim hakkı sorulmuş, Hesap görülmüş. Demdir bu...
Demdir, Derya dibinde yangınlar, Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs... Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde, Çelik kadavrası korugan'ların. Ölünmüş, canım,ölünmüş Murad alınmış...
Gelgelelim, Beter, bize kısmetmiş. Ölüm, böyle altı okka koymaz adama, Susmak ve beklemek, müthiş Genciz, namlu gibi, Ve çatal yürek, Barışa, bayrama hasret Uykulara, derin, kaygısız, rahat, Otuziki dişimizle gülmeğe, Doyasıya sevişmeğe,yemeğe... Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri, Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret Ve asıl biz biliriz kederi.
İçim, bir suskunsa tekin mi ola? O Malta bıçağı,kınsız,uyanık, Ve genç bir mısradır Filinta endam... Neden, neden alnındaki yıkkınlık, Bakışlarındaki öldüren buğu? Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri... Nasıl da almış aklımı, Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan, Dost, düşman söz eder kendi kavlince, Kınanmak, yiğit başına. Bu, ne ayıp, ne de yasak, Öylece bir gerçek, kendi halinde, Belki, yaşamama sebep...
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu. Hani, kurşun sıksan geçmez geceden, Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık... Ve zehir zıkkım cıgaram. Gene bir cehennem var yastığımda, Gel artık...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:29 pm | |
| Zulüm
Canımda damıttım seni ey zulüm, Sancısını inceden kum gibi taşıdığım... Kasığımda amerikan kemendi bağıra bağıra geceler boyu kaskatı kesilip kan işediğim... Uzmandı cellatlar ve hin oğlu hin akım kabloları kıskaçlarıyla bilenmiş azıları buyruğunda gangister emperyalizmin... Gene de yıkamadılar sökemediler ve bozguna uğradılar He canım karşısında Çırılçıplak yüreğin...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:29 pm | |
| Togliatti
Palmiro, Palmiro şanlı işçi Sıcak yaralarındaki barut kokusu kesik, anaların sütü Ve kaçmıştır bebelerin uykusu Koku katedrallerinde yarımadanın Gün görmüş meydanları Roma'nın Bizimledir Mavi mavi eser deniz meltemi Sicilya'nın güneşli kalçaları Bizimle kartpostal dalgınlığında Napoli bahçeleri Bizden yanadır hava Bizden yanadır su Bizden yanadır Sinyor de Gasperi'nin Ve bütün sinyorların korkusu Ürkmüştür manastır fareleri.
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:30 pm | |
| Sevdan Beni
Terketmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım, Hayın, karanlıktı gece, Can garip, can suskun, Can paramparça... Ve ellerim, kelepçede, Tütünsüz uykusuz kaldım, Terketmedi sevdan beni...
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:31 pm | |
| Suskun
Sus, kimseler duymasın. Duymasın ölürüm ha. Aydım yarı gecede Yeşil bir yağmur sonra... Yağıyor yeşil.
En uzak, o adsız ve kimselersiz, O yitik yıldızda duyuyor musun? Bir stradivarius inler kendi kendine, Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil. Önce bendim diyor ve sonra benim... Ölümsüz, güzel ve çetin. Ezgisidir dolaşan bütün evreni, Bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları. Canımı, tüylerimi sarmada şimdi Kendi rüzgarıyla vurgun... Sarıyor yeşil.
Rüya, bütün çektiğimiz. Rüya kahrım, rüya zindan. Nasıl da yılları buldu, Bir mısra boyu maceram... Bilmezler nasıl aradık birbirimizi, Bilmezler nasıl sevdik, İki yitik hasret, İki parça can. Çatladı yüreği çakmaktaşının, Ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde Çağlardır boğulmuş bir su... Ağıyor yeşil.
Yivlerinde yeşil güller fışkırmış, Susmuş bütün namlular... Susmuş dağ, Susmuş deniz. Dünya mışıl mışıl, Uykular derin, Yılan su getirir yavru serçeye, Kısır kadın, maviş bir kız doğurmuş, Memeleri bereketli ve serin... Sağıyor yeşil.
Aydım yarı gecede, Neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat, Ve Sezarsa, bir ad, yıkıntılarda. Ama hançer taşı sanki Koca Kartaca! Hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüne Bak nasıl alıyor, yiğit, Binlerce yıl da sonra Alıyor yeşil.
Vurur dağın doruğundan Atmacamın çalkara, Yalın gölgesi. Kuş vurmaz, tavşan almaz, Ama aç, azgın Köpek balıklarıydı parçaladığı Bak, Tiber saygılı, suskun. Bak nilüfer dizisi zinciri. Bunlar bukağısı, kolbağlarıdır, Cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi, Ve ilk gerillası Spartaküs'ün. Susuyor yeşil.
Sus, kimseler duymasın, Duymasın, ölürüm ha. Aymışam yarı gece, Seni bulmuşam sonra. Seni, kaburgamın altın parçası. Seni, dişlerinde elma kokusu. Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum... Mısra çekiyorum, haberin olsun. Çarşıların en küçük meyhanesi bu, Saçları yüzümde kardeş, çocuksu. Derimizin altında o ölüm namussuzu... Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor. İlktir dost elinin hançersizliği... Ağlıyor yeşil.
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:32 pm | |
| Anadolu
Beşikler vermişim Nuh'a Salıncaklar, hamaklar, Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır, Anadoluyum ben, Tanıyor musun ?
Utanırım, Utanırım fıkaralıktan, Ele, güne karşı çıplak... Üşür fidelerim, Harmanım kesat. Kardeşliğin, çalışmanın, Beraberliğin, Atom güllerinin katmer açtığı, Şairlerin, bilginlerin dünyalarında, Kalmışım bir başıma, Bir başıma ve uzak. Biliyor musun ?
Binlerce yıl sağılmışım, Korkunç atlılarıyla parçalamışlar Nazlı, seher-sabah uykularımı Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar, Haraç salmışlar üstüme. Ne İskender takmışım, Ne şah ne sultan Göçüp gitmişler, gölgesiz! Selam etmişim dostuma Ve dayatmışım... Görüyor musun ?
Nasıl severim bir bilsen. Köroğlu'yu, Karayılanı, Meçhul Askeri... Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini. Sonra kalem yazmaz, Bir nice sevda... Bir bilsen, Onlar beni nasıl severdi. Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı Minareden, barikattan, Selvi dalından, Ölüme nasıl gülerdi. Bilmeni mutlak isterim, Duyuyor musun ?
Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne - üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım, Namuslu, genç ellerinle. Kızlarım, Oğullarım var gelecekte, Herbiri vazgeçilmez cihan parçası. Kaç bin yıllık hasretimin koncası, Gözlerinden, Gözlerinden öperim, Bir umudum sende, Anlıyor musun ?
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:33 pm | |
| Tutuklu
Birden Kurşun yemiş gibi susar Gözbebeklerime karşı Susar da Açılıp yol verir şehir Sade radyolarda bir gamlı hava "Elaziz uzun carşı"
Firarda gözüm yok Namussuzum yok Yok pişmanlık bir halim Yaslanıp Bir cigara yakmak isterim Dumanı cevahir değer
Mağlup mu desem mahçup mu Ama ikisi de değil Ben garip sen güzel Dünya umutlu Öyle bir tuhafım bu akşamüstü Sevgilim Canavar götürür gibi Iki yanım Iki süngü
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:34 pm | |
| Karanfil Sokağı
Tekmil ufuklar kışladı Dört yön, onaltı rüzgar Ve yedi iklim beş kıta Kar altındadır.
Kavuşmak ilmindeyiz bütün fasıllar Ray, asfalt, şose, makadam Benim sarp yolum, patikam Toros, Anti toros ve asi Fırat Tütün, pamuk, buğday ovaları, çeltikler Vatanım boylu boyunca Kar altındadır.
Döğüşenler de var bu havalarda El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem Ümit, öfkeli ve mahzun Ümit, sapına kadar namuslu Dağlara çekilmiş Kar altındadır.
Şarkılar bilirim çiğ tutmuş Resimler, heykeller, destanlar Usta ellerin yapısı Kolsuz, yarı çıplak Venüs Trans-nonain sokağı Garcia Lorca'nın mezarı, Ve gözbebekleri Pierre Curie'nin Kar altındadır.
Duvarları katı sabır taşından Kar altındadır varoşlar, Hasretim nazlıdır Ankara. Dumanlı havayı kurt sevsin Asfalttan yürüsün Aralık, Sevmem, netameli aydır. Bir başka ama bilemem Bir kaçıncı bahara kalmıştır vuslat Kalbim, bu zulümlü sevda, Kar altındadır.
Gecekondularda hava bulanık puslu Altındağ gökleri kümülüslü Ekmeğe, aşka ve ömre Küfeleriyle hükmeden Ciğerleri küçük, elleri büyük Nefesleri yetmez avuçlarına İlkokul çağında hepsi Kenar çocukları Kar altındadır.
Hatıp Çay'ın öte yüzü ılıman Bulvarlar çakırkeyf Yenişehir'de Karanfil Sokağında gün açmış Hikmetinden sual olunmaz değil "mucip sebebin" bilirim Ve "kafi delil" ortada...
Karanfil sokağında bir camlı bahçe Camlı bahçe içre bir çini saksı Bir dal süzülür mavide Al al bir yangın şarkısı, Bakmayın saksıda boy verdiğine Kökü Altındağ'da, İncesu'dadır.
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:34 pm | |
| Rustemo
Modan yaylasında eşkin almadan Maktela üzerinde sağımız Karbeyaz Çermik Dağları Solumuz kan kırmızısı Fırat'tır Dört mevsim yeşildir orman Ve toprak çetin Baharları aşiretler iner Dersim üstünden Sürü otlatır. Odunda Kömürde Pamukta Gönlü bir akarsu gibi alıp götüren Irzdan ve ekmekten yana Bir kara sevdadır Yeşil murattır Ve bundan ötürü tutmuş dağları Ve almış yürümüş sulardan öte Kıl çadırlarda maceramız Yasak bundan böyle zulüm; Ve öşür Ve haraç Ve angarya Ve katil Ve şirkat Ve talan Ve küfür kıza kısrağa Yasaktır, emreder Dağlar Paşası Elinde, affetmez Fransız üçlüsü...
Gayrı malumunuz olsun halım Hayrola encam Malum ola Ayan beyan Dosta ve düşmana serencam
Önce şeyhülislam fetva buyurur Katlim dört mezhepte vacip görülür Sonra saray ferman eyler Ve kaltak vurulur ordugahlarda Dar vakit yetiştin tatar ağası Bir elimde kana batmış hamaylim Bir elim derman eyler Dostooo Buncasına kavga demezem Kızanlar idman eyler Hele sarılmasın dört bir yanımız Tamam cümle dağlar mevzi almıştır Ve yatmış pusuya patikalar
Salavat getirir dağ dağ taburlar Narlı bahçe üzre kanlı bir akşam Gelen elçi değil Azrail olsun Anam avradım olsun kaçarsam.
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:35 pm | |
| Bir Akşam Üstüdür
Bir akşam üstüdür sarabî Bahçeler ve dağlar üzre hükümran; Tam dünyayı dolaşmak saatindesin. Ay ışığı su içer birazdan. Kızarmış kalçalarını çanlar Alabildiğine vurur. Sen çocuk tulumunda Matbaa mürekkebi Rüsva olmuş ellerinin emeği, Manşetlerde kilometre kilometre yalan Sallanır durur.
Bir akşam üstüdür katil, muhteşem Alıp götürmüşler dost dediğini Almış rüzgârlar içini, Ümide benzer, sevdaya benzer... Soğuk bir namludur kör ve pusuda Ense kökünde zulüm, Ve sermiş cânım sofrasını dört başı mâmur Burnun dibine hürriyet. Seviyorum mümkün değil; Aranızda kurşun, yasak bölge var Sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel Kanunu yapanlar ihtiyar.
Ahmed Arif | |
| | | mgg tecrübeli üye
Mesaj Sayısı : 284 ruh hali : Kayıt tarihi : 02/10/08
| Konu: Geri: Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri C.tesi Ekim 11, 2008 1:36 pm | |
| Otuzüç Kurşun
1.
Bu dağ Mengene dağıdır Tanyeri atanda Van'da Bu dağ Nemrut yavrusudur Tanyeri atanda Nemruda karşı Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur Bir yanın seccade Acem mülküdür Doruklarda buzulların salkımı Firari guvercinler su başlarında Ve karaca sürüsü, Keklik takımı...
Yiğitlik inkar gelinmez Tek'e - tek doğüşte yenilmediler Bin yıllardan bu yan, bura uşağı Gel haberi nerden verek Turna sürüsü değil bu Gökte yıldız burcu değil Otuzüç kurşunlu yürek Otuzuç kan pınarı Akmaz, Göl olmuş bu dağda...
2.
Yokuşun dibinden bir tavşan kalktı Sırtı alacakır Karnı sütbeyaz Garip, ikicanlı, bir dağ tavşanı Yüreği ağzında öyle zavallı Tövbeye getirir insanı Tenhaydı, tenhaydı vakitler Kusursuz, çırılçıplak bir şafaktı
Baktı otuzüçten biri Karnında açlığın ağır boşluğu Saç, sakal bir karış Yakasında bit, Baktı kolları vurulu, Cehennem yurekli bir yiğit, Bir garip tavşana, Bir gerilere.
Düştü nazlı filintası aklına, Yastığı altında küsmüş, Düştü, Harran ovasından getirdiği tay Perçemi mavi boncuklu, Alnında akıtma Üç topuğu ak, Eşkini hovarda, kıvrak, Doru, seglavi kısrağı. Nasıl uçmuşlardı Hozat önünde!
Şimdi, böyle çaresiz ve bağlı, Böyle arkasında bir soğuk namlu Bulunmayaydı, Sığınabilirdi yuceltilere... Bu dağlar, kardeş dağlar, kadrini bilir, Evvel Allah bu eller utandırmaz adamı, Yanan cıgaranın külünü, Güneşlerde çatal kıvılcımlanan Engereğin dilini, İlk atımda uçuran Usta elleri...
Bu gözler, bir kere bile faka basmadı Çığ bekleyen boğazların kıyametini Karlı, yumuşacık hıyanetini Uçurumların, Önceden bilen gözleri... Çaresiz Vurulacaktı, Buyruk kesindi, Gayrı gözlerini kör sürüngenler Yüreğini leş kuşları yesindi...
3.
Vurulmuşum Dağların kuytuluk bir boğazında Vakitlerden bir sabah namazında Yatarım Kanlı, upuzun...
Vurulmuşum Düşüm, gecelerden kara Bir hayra yoranım çıkmaz Canım alırlar ecelsiz Sığdıramam kitaplara Şifre buyurmuş bir paşa Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız
Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz Rivayet sanılır belki Gül memeler değil Domdom kurşunu Paramparça ağzımdaki...
4.
Ölüm buyruğunu uyguladılar, Mavi dağ dumanını ve uyur-uyanık seher yelini Kanlara buladılar. Sonra oracıkta tüfek çattılar Koynumuzu usul-usul yoklayıp Aradılar. Didik-didik ettiler Kirmanşah dokuması al kuşağımı Tespihimi, tabakamı alıp gittiler Hepsi de armağandı Acemelinden...
Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız Karşıyaka köyleri, obalarıyla Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu, Komşuyuz yaka yakaya Birbirine karışır tavuklarımız Bilmezlikten değil, Fıkaralıktan Pasaporta ısınmamış içimiz Budur katlimize sebep suçumuz, Gayrı eşkiyaya çıkar adımız Kaçakçıya Soyguncuya Hayına...
Kirvem hallarımı aynı böyle yaz Rivayet sanılır belki Gül memeler değil Domdom kurşunu Paramparça ağzımdaki...
5.
Vurun ulan, Vurun, Ben kolay ölmem. Ocakta küllenmiş közüm, Karnımda sözüm var Haldan bilene. Babam gözlerini verdi Urfa önünde Üç de kardaşını Üç nazlı selvi, Ömrüne doymamış üç dağ parçası. Burçlardan, tepelerden, minarelerden Kirve, hısım, dağların çocukları Fransız Kuşatmasına karşı koyanda
Bıyıkları yeni terlemiş daha Benim küçük dayım Nazif Yakışıklı, Hafif, İyi süvari Vurun kardaş demiş Namus günüdür Ve şaha kaldırmış atını.
Kirvem hallarımı aynı böyle yaz Rivayet sanılır belki Gül memeler değil Domdom kurşunu Paramparça ağzımdaki...
Ahmed Arif | |
| | | | Ahmed Arif Hayatı Ve Eserleri | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |