ceyhun yılmaz ile ilgili gazete ve internet haberleri

Star ekranlarındaki Üçümüz Bir Diva’yla programı Perşembe akşamı canlı yayında yaşanan gerginlik sonrası kaldırıldı.

Komedyen Yavuz Seçkin, Bülent Ersoy'a sinirlenerek yayını terk etti. Yavuz'la konuştum. “Bu bir eğlence programı. Üç komedyen insanları eğlendirmek için oradayız. Ancak Bülent Ersoy programı oldu yayın. Korku filmi gibi yani” dedi...

Peki neden korku filmi?... Bülent Ersoy'un sahnede bacağına batıp, onu kanlar içinde bırakan broşu canlı yayına getirilmiş. Doktoru da orada... Ve kanlı konser konuşuluyor. İşte Yavuz'a göre eğlence programının korku filmine dönüşmesinin gerekçeleri bunlar.

“Espri yapıyorum, Bülent Ersoy müdahale ediyor, konuşturmuyor. Masadaki iki arkadaşımızı da konuşturmuyor. Üstelik azarlıyor. Ben bir sanatçıyım, komedyenim. Benim bir kimliğim var. Eğer insanları eğlendirmeme fırsat tanımazsa birileri, ben de o mekanda durmam” dedi...

Yavuz tavrını koydu, bir kimlik gösterdi ve yayını terk etti. Ertesi gün yüzlerce tebrik mesajı almış tanıdık-tanımadık herkesten. Yayındaki diğer iki komedyen arkadaşının peşinden stüdyoyu terk etmemesine kırılmış. Söylemese de hissediyorsunuz konuşurken.

“Bizi konuşturmayan, espri dahi yaptırmayan Bülent Ersoy'un yanında devam ettiler yayına. Onların kendi duruşu ve tercihi. Ben yediremem” diyor Yavuz...

Programı bir hafta önce eleştirdim “Oradaki komedyenler niye Bülent Ersoy'un altında eziliyor, kendilerini gösteremiyor” diye... Bu açıdan Yavuz'un isyanına hak veriyorum.

Taraflardan biri de Ceyhun Yılmaz. “Yavuz'un yayını terk etmesini nasıl değerlendiriyorsun?” diye sordum.

“Yavuz ortaya koyduğu tavır ve duruş açısından haklı. Ancak usül açısından hatalı” cevabını verdi. Bülent Ersoy'un format dışına çıktığını söyledi. “Önümüzde başka bir format vardı ama bunu yayında gerçeğe dökemedik. Çok çabaladım. Yine de olmadı” diyor Ceyhun.

Peki onlar niye Yavuz'un peşinden gitmediler, yayına devam ettiler? Sonuçta komedyendiler ve niye mesleki dayanışma yapmadılar?

Ceyhun “Ben bu kanaldan ekmek yiyorum. Yani burası işyerim. Bülent Ersoy'a kızıyorum diye işyerimi, ekmek yediğim yeri terk etmem. Çünkü Bülent Ersoy kurum değil, kurum içindeki bir kişi” görüşünde... Bu açıdan bakıldığında da Ceyhun haklı...

Sonuç olarak Üçümüz Bir Diva'yla yayından kalktı, artık yok. Devam etseydi de biri terk etti, ikisi de zamanla terk eder, sadece Diva kalırdı gibime geliyor...

Modern Zaman Meddahı Ceyhun Yılmaz

Önce radyo programlarıyla tanıdık onu. Eğlenceli ve enerjik olup lafı da gediğine koymasını bilenlerdendi. Sonra hızla hayatımıza girdi; televizyon dizileri, sinema filmleri, stand -up gösterileri birbiri ardına sökün etti. Genç yaşına sığdırılan bunca işin arasında yayımlanmış şiir kitapları da cabası. Ceyhun Yılmaz, modern zamanların post modernleştirdiği kültür içinden çıkan az sayıdaki yeni tür meddahlardan... Hayatı bir tür sahne olarak algıladığını ve hep sahnede olduğunu söyleyen komedyenle oturduk bir mutfak söyleşisi yaptık. Ama bu seferki mutfak söyleşisi bizim değil, onun mutfağında gerçekleşti. Yani bir canlı yayın stüdyosunda, çalıştığı radyonun tam ortasında... Dolayısıyla, gayet canlı, dinamik ve itiraf etmek gerekirse biraz da baş döndürücü bir sohbet oldu...

Bu kadar çok işin altından nasıl kalktığı oldu elbette ilk sorumuz. Ceyhun Yılmaz ’a göre bütün bu işler aslında tek bir işin parçaları. Yani, daimi gösterinin... Kendini bir komedyen olarak tanımlıyor ve ister radyoda olsun ister televizyonda, onun için bütün bunlar “sahne” demek ve gerçek bir komedyen de her daim sahne üstünde gerek. “Ben bu mesleği yapmıyorum, bu mesleği yaşıyorum. Bu mesleği seçmenin bedellerini de ödüyorum tabii bir yandan. Özel hayat değil söz ettiğim. Mesaisi olmayan bir işi icra etmekten söz ediyorum. Bana en çok sorulan sorulardan biri, özel yaşamınızda da komik misiniz, sorusu oluyor. Cem Yılmaz’dan sonra komiklik bir beceri olarak algılanmaya başladı. Öyledir tabii ama bana göre bir meslektir de. Ben komiğim, benim hayattaki mesleğim komiklik. Radyoda, televizyonda, yüksek bir yerde, kaldırımda, kapı kapı gezerek, bir şekilde bunu yaptım, yaparım ve yapacağım. Buna hayatımı adadım kısaca.”

Yaptığı her işten ayrı ayrı keyif aldığını söylüyor Yılmaz, sahnede, insanların karşısında olmak onun için önemli. Yine de radyo programlarının yerinin ayrı olduğunu ifade ediyor. “Maneviyatı nakit olarak aldığımız tek yer sahne. İnsanlarla iletişim halinde olduğum her yeri çok seviyorum. Radyo, sokak, televizyon farketmiyor. Bu konuşma ve iletişim aşkımı dindiren de, haftada beş gün çıktığım radyo. Radyo hepsinden daha samimi ve sık olduğu için benim için daha özel bir yeri var.”

Bütün işlerin yanı sıra Ceyhun Yılmaz, üç şiir kitabı yayımlanmış bir şair aynı zamanda. Şiir onun için bütün bu koşuşturmanın ortasında bir an için durup dinlenmek ve kendini dinlemek demek. Bu dinleyişlerin sonunda da son derece dinamik, hevesli, dramatik alt yapısı ve imgelemi kuvvetli şiirler ortaya çıkarıyor. Ve yazdıklarını pek çok şairden farklı olarak, yüksek sesle, çekinmeden okuyor... Şiir kitaplarının gelirlerinin tümünü çocuklara bırakmasının sebebini ise bu işten herhangi bir gelir beklentisi olmadan, edebiyat camiasına da fazlaca kulak asmadan, yalnızca kendisi için yapması olarak açıklıyor. Bir de şöhretinin manevi vergisini ancak bu yolla ödediğini söylüyor.

İş, yemeğe ve mutfağa gelince Ceyhun Yılmaz çevremizdeki kötü örnekleri anıştırıyor biraz. Yemekle pek arasının olmadığını belirtiyor sanatçı. Hızlı, az ve sık aralıklarla yediğini belirtiyor: “Az yememin sebebi; kendimi tutuyorum, sık aralıklarla yememin sebebi; acıkıyorum, hızlı yememin sebebi ise bunu bir vakit kaybı olarak görüyorum.” En çok makarnaya düşkün olduğunu, tavuğu da biraz haşlandıktan sonra kızartarak yemeği sevdiğini ekliyor. En sevdiği tavuk yemeği ise soya soslu tavuk. Yılmaz’a göre gayet basit olan bu yemeği, çok az kişi güzel yapabiliyor. Yemek pişirmeyi bilmediğini ama kimseyi de güzel yemekler pişirsin diye zorlamadığını da mutfak sohbetimize eklemeden geçmiyor.

Genç komedyenin sporla arası iyi olsa da, kısa süre önce ayağında ortaya çıkan bir sakatlık yüzünden salonlardan uzak kalmış. Şu anda hem bir dizi hem de bir sinema filmi üzerinde çalıştığını söyleyen Ceyhun Yılmaz, 2007 yılında hayranlarının karşısına altında kendi imzası olan çalışmalarla çıkacağını belirtiyor. Ama onu heyecanlandıracak projelere de her zaman açık olduğunun altını çiziyor.

Ünlü senarist Gani Müjde önceki gün komedyen Ceyhun Yılmaz 'la birlikte bir açılışa katıldı. Müjde; açılışta Ata Demirer'in başrolde oynayacağı 'Osmanlı Cumhuriyeti' isimli filme 18 Nisan'da başlayacağını açıkladı.

PARA İSTEMİYORUM
Geçtiğimiz aylarda Çırağan Sarayı'nda filmin ilk teaser'larını çeken Müjde, "Biz devlet yardımı istemiyoruz, para talebimiz yok. Verseler de almam. Ben bağımsız olmak istiyorum. Balık vermesin, balık tutmayı öğretsin. Bize yer göstersinler" dedi. Sinemanın bir ülkenin en önemli sanat dalı olduğunu ancak Türkiye'de sinema yapmanın çok zor olduğunu belirten Müjde, "Sinemacılara devletin, şövalye unvanı vermesi gerekiyor. Bir daha film yapacaksam, Avrupa'da çekeceğim" diye konuştu. Vildan Atasever'in, Ata Demirer'in sevgilisini canlandıracağı 'Osmanlı Cumhuriyeti' için bir hayli umutlu olan Müjde, "Türk Sineması'nda bir rekor kırılacaksa, bu rekoru 'Osmanlı Cumhuriyeti' kırabilir" dedi.

MerveGül....MerveGül...sitemizin araştırmacı gazetecisi..emeğine,ellerine sağlık,süpersin

CEYHUN YILMAZ GÜLDÜRDÜ
MUHTEŞEM baloya davetli olarak katılan Best FM
DJ'i Ceyhun Yılmaz, kendisini izleyen davetlileri
gülme krizine soktu. Sahnede 15 dakikalık bir şov
yapan Yılmaz, anlattığı gazeteci fıkrası ile tüm
gazetecileri güldürdü. Baloda bulunduğu için
duyduğu mutluluğu da dile getirmeyi ihmal etmeyen
Ceyhun Yılmaz, "Bana Alanya'yı sevdiren, buraya
aşık eden ve buradan kopmamamı sağlayan Hilmi
Tokuş'a çok teşekkür ederim. Aranızda bulunduğum
için çok mutluyum" dedi.

Sanatçı saygınlığının ve sevilmelerinin en üst mertebesinde yıllardır mükemmelliklerini koruyan sevgili dostlarımız Aysun- Ali Kocatepe çifti, gecemizin mükemmelliğine, hem güncel hem de nostalji şarkılarıyla muhteşemlik kattılar. Alanya aşığı sevgili arkadaşım Ceyhun "Yılmaz"ımızın, gecemizin şahaneliğine o malum esprileriyle kattığı renk çok güzeldi. Ya Ulusal gazeteci büyüklerimizin gecemizde bulunmaları ve yaptıkları konuşmalar lezzet kokuyordu.


rica ederim abraxas görevimiz

Ortalığı yatıştırmak Diva’ya kaldı

Düşünün, sahnede üç tane komedyen var. Ama sanki komedyenlik üçüne de zorla giydirilmiş bir kıyafet, mecburen yaptırılan bir iş, adeta şark hizmeti. Hallerinden hiç memnun değiller.
Ceyhun Yılmaz daha en başından çok sinirli. Yavuz Seçkin gergin. Serkan Balbal her haliyle, her cümlesiyle beni kim çıkardı buraya diye soruyor. Devamlı birbirlerine laf geçiriyorlar; canlı yayında milletin önünde açık açık itişiyor, çekişiyor, kavga ediyorlar. Bunun adına da eğlence programı diyorlar... ayay

Öyle bir programdı ki izlediğimiz, düşünün artık ortalığı yatıştırmak, hırçınlığıyla bilinen Bülent Ersoy’a kaldı. Bana sorarsanız durum gerçek bir skandaldı. En iyisi “Üçümüz Bir Diva’yla” da yapılan konuşmalardan örnekler vereyim. Ortadaki acayipliği, onların kendi ifadeleriyle gözlerinizin önüne getireyim. Önce programın konu başlıklarına bir bakalım: “Türk sinemasının en iyi soyunan erkeği hangisidir?”, “Hangi ünlümüzün soyunmasını asla istemezsiniz?”, “Türk erkeğinin en büyük sorunu nedir?”. Müthiş sorular, harika konular bulmuşlar değil mi?

Sanırım Üçümüz Bir Diva’yla, bu haliyle bize bir zamanların ahlak sınırlarını zorlayan yarışması Güldür Bakalım’ı aratacak. Bakalım ekranlar önümüzdeki günlerde böyle başka hangi programlarla, nasıl yapımlarla tanışacak? Açıkçası üzülerek izliyorum efendim. Reyting rakamlarına baktım, sizlerin de pek rağbet etmediğinizi gördüm. İnanın içim rahatladı. Programın gala gecesi, iyi bir saatte, iddialı bir kanalda yayınlanmış olmasına karşın yine de ilk yirmi yapımın arasında yer alamadı. Bu haliyle de zaten alamazdı, almamalıydı... Gelelim aralarında geçen konuşmalara. Buyurun:


SERKAN BALBAL: İkinci el erkek seçeceksem araba seçer gibi seçerim. Kaportası sağlam mı, önden vuruğu var mı, motor yerinde mi? Bunlara bakacaksınız...

BÜLENT ERSOY: Ben zaten hayatım boyunca hep sıfır kilometre sevdim.

SERKAN BALBAL: İlk binen sen olacaksın yani...

CEYHUN YILMAZ: İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre sekiz dakikada bir cinselliği düşünüyormuş erkekler?

SERKAN BALBAL: Ama yapıyor mu, işte o önemli...

BÜLENT ERSOY: Parlak Bey’in söylediği gibi... Sizin adınız ne? Serkan mı? Parlak Serkan...

YAVUZ SEÇKİN: Kemal Sunal denilince, iç don geliyor aklıma.

BÜLENT ERSOY: İç don giyince pis mi oluyor?

CEYHUN YILMAZ: Bana sakın el hareketi yapma. El hareketlerinden hiç hoşlanmıyorum.

YAVUZ SEÇKİN: Ağabeycim, daha sekiz tane sorumuz var ama...

BÜLENT ERSOY: Kırmızıgül çok beyefendi çocuktur. Bir gün kuliste kapıyı açık unutmuş. Ben de koridordan geçiyorum. Ve iç çamaşırıyla gördüm onu. Biraz bacakları inceydi...

YAVUZ SEÇKİN: Donu kırmızı mıydı?

CEYHUN YILMAZ: Ben Özcan Deniz soyunsun diyorum. Ancak resimlerinden bir tanesine aklım takıldı. Çırılçıplak ve tek eliyle poz verdiği bir kare vardı. Neden tek el?

YAVUZ SEÇKİN: Bence Haydar Dümen soyunmasın çünkü o bir idol. Hayal kırıklığı olabilir. Ben kendisiyle alakalı birçok şey hayal ediyorum.

CEYHUN YILMAZ: Hayal kırıklıkları beklentilerle ilgilidir ya... Ne bekliyorsun?

YAVUZ SEÇKİN: Çok şey bekliyorum.

CEYHUN YILMAZ: Ne kadar? Gösterebilir misin?

YAVUZ SEÇKİN: RTÜK var. Dalga, dümen olaylarına girmemek lazım...

Genç Starların Çoğu Takıyor


Kurtlar Vadisi'nde Çakır Rolüyle Beğeni Kazanan Oktay Kaynarca'nın, 'Kadınların Süslenmek İçin Kullandığı Takıların Erkeklerin Kulaklarında Ne İşi Var' Demesi Ünlüleri Kızdırıyor..


KURTLAR VADİSİ'NDE ÇAKIR ROLÜYLE BEĞENİ KAZANAN OKTAY KAYNARCA'NIN, 'KADINLARIN SÜSLENMEK İÇİN KULLANDIĞI TAKILARIN ERKEKLERİN KULAKLARINDA NE İŞİ VAR' DEMESİ ÜNLÜLERİ KIZDIRIYOR..

Oktay Kaynarca, çarpıcı bir açıklama yaptı. 'Her şey Dahil'i sunan Kaynarca, konuklarından oyuncu Cengiz Küçükayvaz'ın küpeli olduğunu görünce, "Bazı şeyleri ayırt edelim. Küpe kadınlar içindir. Erkek dediğin küpe takmaz. Kadınların süslenmek için kullandığı takıların erkeklerin kulaklarında ne işi var' dedi. Kaynarca'nın bu sözü yeni bir polemik konusu oldu.


İşte küpe takan ünlü erkeklerden bazıları şöyle: Tarkan, Kenan Doğulu, Nejat İşler, Cem Yılmaz, Ata Demirer, Metin Arolat, Uğur Pektaş, Tan Sağtürk, Şafak Sezer, Ceyhun Yılmaz, Peker Açıkalın, Armağan Çağlayan, Okan Bayülgen, Tardu Flordun ve Kerem Cem.

KÜPELİLER NE DEDİ?

Kaynarca'nın bu sözlerine küpe takan ünlü erkeklerden bazıları büyük tepki gösterdi...

Ceyhun Yılmaz (Oyuncu): 'Ben bu görüşe katılmıyorum. Oktay Kaynarca kendisini erkekliğin merkezi olarak görüyorsa eyvallah ama öyle değil tabi. Herkes ağır ağabey değildir. Eğer yakışıyorsa taksın herkes.'

CEYHUN YILMAZ’DAN ÖRNEK DAVRDANIŞ... ÇIKACAĞI PROGRAMLARDAN ELDE EDECEĞİ GELİRİ BÖBREK HASTALARINA BAĞIŞLAYACAK

30 Ekim 2007 Salı
Vakıflara yaptığı yardımlarla tanıdığımız Ceyhun Yılmaz, şimdilerde o kadar anlamlı bir kampanya başlattı ki, umarız tüm sanatçılara, oyunculara örnek olur. Ceyhun Yılmaz, katılacağı TV programlarından alacağı ücreti Böbrek hastalarına bağışlayacak...


Ceyhun Yılmaz katıldığı tüm televizyon programlarından belli bir oranda ( 500 YTL.) para talep ediyor. Ancak bu parayı neden talep ettiğini ise şu anlamlı gerekçelere bağlıyor ünlü şovmen...
"Programınıza katılırım ancak 500 YTL. Türk Böbrek Vakfı'na bağış yapmanız gerekmektedir"

Ceyhun Yılmaz'ın başlattığı bu kampanya ile yaklaşık 5 hastanın organ nakli masrafları için havuz oluşturulmuş durumda. Yaptığı bu anlamlı özel davranış ile hastalara ışık olan Ceyhun Yılmaz'ı ve kampanyaya destek olanları kutlamak gerek.

Hacıyatmaz yattı Diva battı

Kanal D'de Ata Demirer'in sunduğu 'Hacıyatmaz' programı istenen izlenme oranını yakalayamayınca yayından kaldırıldı.

Demirer'in gece yarısı şov programının yapımcılığını Okan Bayülgen üstleniyordu. 2007'nin son reyting kurbanlarından biri de Star'da yayınlanan, Bülent Ersoy, Yavuz Seçkin, Serkan Balbal ve Ceyhun Yılmaz'ın sundukları 'Üçümüz Bir Diva'yla programı. İkinci bölümden sonra yayından kaldırılan program beklenen ilgiyi görmedi.

"MASKELİ BEŞLER KIBRIS''

''Maskeli Beşler İntikam Peşinde'' ve ''Maskeli Beşler Irak'' serisinin devamı olan ''Maskeli Beşler Kıbrıs'' 11 Ocak 2008'de vizyona girecek filmler arasında... 2005 yılından bu yana sinema salonlarında 2,5 milyon kişi tarafından izlenen serinin yeni bölümü ''Maskeli Beşler Kıbrıs''ı, senaryosunu da yazan Murat Aslan yönetti.

Mehmet Ali Erbil, Peker Açıkalın, Şafak Sezer, Cengiz Küçükayvaz, Melih Ekener, Atilla Sarıhan, Hakan Ural, Deniz Akkaya, Seray Sever, Necmi Yapıcı, Erdal Tosun, Sinan Bengier, Hamit Haskabal, Burak Öncü, Ceyhun Yılmaz ve Deniz Oral'ın rol aldığı filmin konusu şöyle:

''Sevimli ve sakar hırsızlar çetesi Maskeli Beşler, şanssız geçirdiği dönemlerden sonra suç işlemeye tövbe eder ve ticaretle uğraşırlar. Ancak suç dünyasının önemli isimlerinden Rocky Selim (Mehmet Ali Erbil) kendilerine reddedilmesi güç bir teklifle gelir: Kıbrıs'ta bir kumarhaneyi soymak. Bir araya gelen ekip Kıbrıs'a hareket eder. Operasyon için yaptıkları planlar ve soygun çabaları çeteyi birbirinden komik sürprizlerle karşı karşıya getirecektir.''

Evimin Erkeği

Yönetmen: Birkan Uz
Yapımcı: Burak Törer
Oyuncular: Janset,Mustafa Uğurlu,Alev Oraloğlu, Fatma Karanfil, Ali Erkozan, Aykut Oray, Ahmet Kural, Doğa Bekleriz, Tolga Üstüner ve Sevtap Çapan
Program Ekibi: Senaryo:Sevil Kısakürek ve Nergis Kumbasar


Biri ev erkeği, diğeri iş kadını oldu… Açelya Akkoyun ve Mustafa Uğurlu bu dizide buluştu…

“Evimin Erkeği” Açelya Akkoyun ve Mustafa Uğurlu’nun yanısıra, Alev Oraloğlu, Fatma Karanfil, Ali Erkazan, Aykut Oray, Yunus Emre, Yeliz Yeşilmen, Akasya Asıltürkmen, Sevtap Çapan, Ceyhun Yılmaz ve Şevval Başpınar’dan oluşan yeni kadrosu ve yepyeni bölümleriyle ekranlara gelmeye devam ediyor…

“Evimin Erkeği” evli bir çiftin hayatını anlatan sevimli, sıcacık bir aile dizisi. Kahramanlarımız Emre ve Jale, 8 yaşındaki kızlarıyla sakin, düzenli bir hayat yaşarken bir gün hayatları birden bire altüst olur. Bu onlar için bir dönüm noktasıdır. Çünkü Emre’nin uzunca bir süre çalışmaması gerekiyordur. Böyle olunca da şirketin başına Jale geçer. Emre ise artık ev erkeği olmuştur. Ama tabi ki bu onların tahmininden çok daha zor olacaktır.

Jale zor durumda…

İhsan’ın, eski bir dostunun işine destek olmak amaçlı Rusya’ya gitmiş olması Marifet’i üzmektedir. Emre’nin eski mahalle arkadaşı Ercüment, Nisan Tekstil’e ortak olduktan sonra yaptığı bir iş anlaşması sonucunda para yerine çok sayıda battaniye almıştır. Jale, bu battaniyeleri nakit paraya çevirmek için yöntemler ararken Emre’den yardım ister. Emre bir televizyon programından etkilenince Jale’yi zor duruma düşürür. Bütün bunların yanında; sekreter Burcu’ya karşı duygusal hisler beslemeye başlayan Ercüment, Serkan’a yapmadığını bırakmaz.

Kitabin Adi: 50 Ilk Öpücük


Kitaba konu olan sanatcilar: : Ahu Tuğba, Akif Melagil, Aslı Bankoğlu, Ayça Şen, Aysel Gürel, Ayşenur Yazıcı, Baki Koşar, Barbaros Uzunönel, Berksan, Billur Kalkavan, Ceyhun Yılmaz, Cüneyt Duru, Defne Joy Foster, Dinçer Güner, Donatella Piatti, Duygu Asena, Ebru Ürün, Ece Uslu, Elif Ergu, Erkan Can, Erol Büyükburç, Esra Tayük, Harun Kolçak, Hıncla Uluç, İpek Tuzcuoğlu, İsmail Hacıoğlu, Kerem Alışık, Küçük İskender, Levent Oran, M. Cihat Taşçıoğlu, Melih Kibar, Murat Çıtak, Murat Evgin, Naim Dilmener, Nilgün Belgün, Nuray Kıroğlu, Nükhet Duru, Oktay Kaynarca, Özgür Çevik, Peker Açıkalın, Pınar Çekirge, Seyyal Taner, Sibel Gökçe, Sibel Özman, Şarmut A. İkarus, Tamer Karadağlı, Tunç Erden Yakar, Uğur İlhan, Vatan Şaşmaz, Yusuf Eradam.

Kitap hakkinda:

İlk öpücük en güzel öpücüktür...
Çünkü günler, hatta bazen aylar sürmüştür, o ilk öpücüğe hazırlanmak.. Nasıl heyecanlı bir bekleyiştir.. Ve de nasıl gizemli.. Nasıl olacağı hakkında hiç fikriniz yoktur çünkü...
İki kişi arasında ilk öpücük hayatta bir kez yaşanır, işin en güzel yanı da budur..

ŞAHAN-AKSAM RÖPORTAJI

AKŞAM: Hakan Ka ile Ceyhun Yılmaz'ın arasından sıyrılmayı nasıl başardınız?

ŞAHAN GÖKBAKAR: Ben sadece kendimle ilgilenen bir adamım. Bir insanın piyasadaki varlığı ve duruşu önemlidir. Onların şöyle bir hatası oldu. Hep varolanın üzerine hep alternatif olmaya çalıştılar. Var olanı yaparak bir koltuk, masa orkestra, seyirci ve konuk üzerine gitti. 10 sene boyunca Okan Bayülgen ve Beyaz varken onların karşılarına aynı şeylerle çıkmaya çalıştı. İnsanlar farklı bir yüze alışamadı. O yüzden ben kendi duruşumu da ona göre çizmeye çalıştım ve beni sevdiler. O ikili de işlerinde başarılı olabilirlerdi ama matematikleri yanlıştı.

Sayısal Gece coşkusu devam ediyor. TRT'nin en çok izlenen yapımlarından Sayısal Gece bu sene çok farklı bir çehre ile karşımızda. Programı Türkiye'nin en ünlü starlarından Sibel Can ve ünlü şovmen Ceyhun Yılmaz birlikte sunuyorlar.
Sibel CAN'ın büyük bir orkestra ile canlı performans sergilediği programa bu hafta konuk olarak Şevval SAM katılıyor. "Karadeniz" adını verdiği yepyeni albümüyle müzik listelerinde fırtına gibi esen Şevval SAM yeni şarkılarını canlı yayında ilk kez Sayısal Gece'de seslendirecek.

Program ayrıca Sayısal Loto çekilişiyle şans dağıtmaya da devam ediyor.

Sayısal Gece bu hafta Karadenizin en güzel şehirlerinden Trabzon'dan canlı olarak ekrana geliyor.

09.08.2008