Çok güzel kelimelerin var, dedi kız… Hayır, dedim… Sevgilisini ve yazmayı az buçuk seven her erkek onları yazabilir… Ama seninkiler rüzgârda kanat çırpan bir martı gibi, dedi kız… Çok güzeller ve etkileyici… Nasıl yazıyorsun bu cümleleri? Git, dedim… Deli kız… Git de sevgiline yazabileceği birkaç güzellik sun… Meselâ bir sabah, bir fedakârlık hediye et O’na… O da sana içten bir gülümseme… Ondan sonrası… Sonrası… Her öpücük için bir süslü kelime…
En son beni rüyasında gördü… Beyaz bir gömlek varmış üzerimde, yanımda da bir ölü kuş… Gömleğimde kan varmış… Öylece yatıyormuşum, ölü kuşun yanında… Öylesine telaşlanmış ki; sabah beşte aradı beni… Sesi öyle telaşlıydı ki; ürkek bir kanarya gibi… Öyle de bir sordu ki; iyi misin, diye… Hani, ölüm haberimi alsa o kadar olur… Ciğerime işledi bir kere daha sevilmek hissi… Sabıkalıydım aşktan yana… Sicilim fedakâr bir kanarya tarafından temize çekildi… Baştan aşağı beyaza kesmiş bir eylül sabahı… O gün örneğin… Sonrası… Sonrası geliyor zaten… Her saniye için bir süslü kelime…
O’na yazdığım her kelime fedakârlığa, sevgiye çıkar o saniyeden sonra… Hani, menzilime giren O’nun suretidir de, ruhu aşktır, bilirim… Yeter ki o bir kerecik gülsün… Kelimeler teker teker atlar kalemin ucundan… İntihar eder her biri… Bana göre kalemin mürekkebi, kelimelerin kanından gelmektedir… Umudun ve güzelliğin rengidir mavi…
Kara, düşman kesilir maviye… Şeytanın, günaha sevk edemediği kula kızdığı gibi… Mavi kan, daha bir bulaşır sevgilinin yüzüne… İpek kâğıda baskılar, beyaz gülüşü… Kâh bir sevişme anını, kâh pembe bir gülüşü yazarsın istemesen bile… Bel altı da diyebilen olur buna… Sanki babamız tohumumuzu parmağı ile ekmiş, anamız bizi kulağından doğurmuş gibi… Sevgilini yazmak sevgiyi yazmaktır bir yerde… Sevgili her dil de sevgi, sevgi her sevgili de sevgidir çünkü… Misyonum kolaydır benim… Yaptığım, sevgili maskesi takmış sevginin dışa vuruşu… Sevgilisiz sevgi yazılabilmiş mi tarih boyunca? Ferayesiz mektup veya şiir Nazım Usta’yı bile aşar…
Sevgiyi ve sevgiliyi az buçuk tanıyan insan, benim yazılarımda onun veya benim değil, kendi hüznünü yaşar… Bundan gerisi okur, sevgi ve sevgili arasındadır… Ve gerisinde benim ne gözüm vardır, ne de umrum! Bir sevgiliden tadarım, bir kelimelerin kanından… Dünya masmavi kesilir ki, gözüm ne kara görür, ne de kulağım yaygara…
Cihan Tekin