Dudaklarımdan rahatça döküldüğü gibi değil; bugün ilk defa yorulduğumu hissettim ben…Hiçbir şey yapmadan düşündüm her şeyi.Meğer ne çok ilklerim varmış senli…Ne çok sonlarım.. ne çok keşkelerim ve ne çok sarmaya elimin varmayacağı yaralarım….. Ne çok çığlık çığlığalıklarım varmış insanı zıvanadan çıkartabilecek dev gibi suskunluğumun arkasında…
Kendi halime güldüm sonra…acı bir gülümseme aldı kendimi tutamadığım.. insanın vereceği hesabın en büyüğü kendinedir ya hani; bir mayıs gecesi geldi aklıma…. İlk kendimi sorguya çekişim, her şeyi masaya yatırışım, ilk karın ağrım…O gece gönül hakiminin kararı senden yana çıkmıştı..Ne kadar temyize gittiysem sen hep Yargıtay kararıyla kazandın davaları.Aylar boyu ne isyanlar çıkardım, ne ayaklanmalar yaptım kendime…her isyanım özlem her ayaklanmam sevgi oldu.. ve her özlem acı, her sevgi anlamsız bir bağlılık…..Her senden kaçışımda yanıbaşımdaydın…Mantık yasalarımı yıkmana da kızdım…Bir insan yokken var olamazdı, olmayan bir insana sadakat da duyulamazdı ki!!!!...Bir tebessüm bu kadar yakıcı da olmamalıydı sonra…
Sen her yerdeydin oysa… her yerde ve en çok da tam şurada , içimde… Seni her öldürmeye kalkışımda içimde ki seni acıttım…Her kaçışım da yağmurlar yağdı gözlerimde hiç dinmeyen ve tıpkı işte tam şu anda ki gibi hiç geçmeyen bir karın ağrısı…Her vazgeçişimde tekrar içimde bulduğum sen…sen içimin gülen yüzü….İki dudağımın arasından çıkmayan ismin,en büyük sırrım sen….
Bu gün içimdeki seni, yani beni, yani dünyayı hatta evreni öldürüyorum ben…Var olduğunu sandığım ama aslında hiç olmayan değerlerinin ,yalan sözlerinin, kaybedilmiş tüm zamanların ve sahte gülüşünün hesabına..oysa ki bir gülüşüne her şeyini vermeye hazır bir ben vardım yok saysan da…yağacak yağmurlar, hiç geçmeyecek karın ağrılarımı da düşünmüyorum artık! Varsın yağsın yağmurlar ve karnım patlarcasına ağrısın ne çıkar?Yaşattığın hayal kırıklığının yanında hükmü mü var?
alıntı