CeyhunYılmaz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
CeyhunYılmaz


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Ayrıntılarda Boğulmamak

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
abraxas
üye
abraxas


Kadın
Mesaj Sayısı : 457
İş/Hobiler : şiir,resim,radyo dinleme
ruh hali : Ayrıntılarda Boğulmamak Cesur10
Tuttuğu Takım : Ayrıntılarda Boğulmamak Bjkwl9
Kayıt tarihi : 01/10/08

Ayrıntılarda Boğulmamak Empty
MesajKonu: Ayrıntılarda Boğulmamak   Ayrıntılarda Boğulmamak Icon_minitimeC.tesi Ekim 04, 2008 10:11 am

Kaynak ile Zeki'nin düğün davetiyesinde tarih yazılırken tarih kısmında kesme işareti konması unutulmuştu. Mükemmeliyetçi bir genç kız olan Kaynak bu duruma çok üzülmüştü.

Üstelik bu hata davetiyeler dağıtıldıktan sonra anlaşılmıştı. Ancak davetlilerin hepsi düğüne gelmişti.

***
Ahmet, bir işe başvurmayı düşünüyordu. Bir gün üniversitede, staj için başvurmayı düşündüğü şirketin genel müdürünü gördü. Onun yanına gitmeyi ve tanışmayı düşündü. Ancak yanında özgeçmişi yoktu. Ahmet bunları düşünürken Orhan bu şirketin genel müdürüne çay ısmarlamayı teklif etti. Genel müdür çayını yudumlarken Orhan biraz kendisinden söz edip staj konusunu açtı ve genel müdür stajı ayarlayacağını söyledi. Ahmet, Orhan'dan çok daha başarılı bir öğrenciydi; çok daha fazla sorumluluk sahibiydi; ama mükemmeliyetçi Ahmet, ortalama ama girişken Orhan'a staj fırsatını kaptırmıştı.

***
İyi ile Rüzgâr, son derece rekabetçi birer karı koca idiler. Rüzgâr'ın okul birincilikleri vardı. İyi ise okul yıllarında ortalama bir öğrenciydi. Karı koca bazen değişik konularda iddialaşırlardı. Kendilerini geliştirmek için bazen kitap okuma ve özet çıkarma yarışı düzenlerlerdi. Bu işi yaparken de aynı kitabı seçerlerdi. Bir kitaptan iki tane alırlar; ikisi ertesi sabah dokuza kadar kitabın özetini çıkarmaya çalışırlardı. Rüzgâr o kadar mükemmeliyetçi bir kadındı ki, kitabın içindeki her türlü ayrıntıyı kontrol etmeye çalışırken genelde kitabı hedef saate kadar bitiremezdi. İyi ise son derece pratik bir şekilde, önce kitabın sayfalarını başından sonuna çevirir; kitapla bir dostluk kurar; sonra da her bölüme hızlıca şöyle bir göz atardı. Hazırlayacağı özette her bölüm için 10 -15 satırlık bir paragraf ayırırdı. Yarışma süresi bittiğinde İyi her zaman kitabın özetini çıkarmış olurdu. Okul birincilikleri olan karısı ise ayrıntılarla uğraşmaktan birçok kitabı bitiremezdi.

***
Bilgin'e işyerinden bir proje vermişlerdi. Bilgin, ismi gibi çok bilgili ve zeki bir insandı. Ancak yeni verilen projenin altından nasıl kalkacağını bilemiyordu. Projenin ismi ona söylendiği anda proje sürecinin tüm ayrıntıları kafasında canlandı. İş gözünde büyüdü büyüdü ve ona korku vermeye başladı. Korkmaya başlayınca, o ayrıntılar onu durdurmaya başladı. Sonunda projeyi zamanında tamamlayamadı. Üstleri onu azarladılar. Bilgin kendini berbat hissediyordu. Sonunda projeyi Seçer Bey'e verdiler. Seçer Bey, projenin ayrıntılarına girmeden püf noktalarını bulmaya çalıştı. Elbette küçük şeyler büyük değişikliğe yol açabiliyordu, ama öncelikle proje neresinden tutulacaktı? Onu bulmaya çalıştı. Projeyi zamanında tamamladıktan sonra Seçer ile iyi arkadaş olan Bilgin, Seçer'e sordu: "Bu projeyi bu kadar hızlı tamamlamanın sırrı nedir?" Seçer şöyle cevap verdi: "Ben her işe bir tabure yapar gibi yaklaşırım. Tabure yapılacaksa, değişik seçimleri hızlıca yapıp karar vermek gerekir. Örneğin taburenin oturma kısmı yuvarlak mı, kare mi olacak? Kaç ayağı olacak? Sağlam olması nasıl sağlanacak? Hemen bu sorulara cevap veririm. Oturma kısmı yuvarlak olacak, dört ayağı olacak derim ve işe girişirim." Sen böyle yapmıyorsun. "Hangi tür çivi kullanalım; gürgen mi olsun, ceviz mi olsun? Ayaklar hangi ağaçtan olsun? Vernik hangi kıvamda olsun?" gibi bir sürü ayrıntıyı en baştan hesaplamaya çalışıyorsun. Bu da sana hem zaman kaybettiriyor; hem de şevkini kırıyor. Onun için projeleri bitiremiyorsun.

***
Fatih, ödevini inceleyen öğretmenine sorar: "Ayrıntılarda boğulmamanın sihirli bir formülü var mı hocam?" Öğretmen cevap verir: “Elbette var. Sağlam bir kayaya çıkmak. Bir dereyi geçerken, insanlar karşıya geçmen için üstüne basacak sağlam bir kaya ya da taş bakarlar. Dere, ayrıntı kabul edilebilecek su damlalarından oluşur. İşte ayrıntılarda boğulmamanın yolu, bizi hedefe ulaştıracak sağlam kayaları bulmaktır hayatımızda.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.frekans.eniyiforum.net
 
Ayrıntılarda Boğulmamak
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CeyhunYılmaz :: Edebiyat Şiir Hikaye :: Kişisel Gelişim Hikayeleri-
Buraya geçin: